4 Kasım 2013 Pazartesi

Anestezi Aşkıyla Dolu Bir Genç

Yazımı okumaya başlarken, aklınızda “Ne demek istiyor bu arkadaş?” gibi soru işaretleri olabilir. Anlatmak istediklerimi ilerleyen cümlelerde anlayacaksınız.

Kimimiz lisede, kimimiz üniversitede, tanıştık anestezi ile. Fakat çoğumuzun tek bir ortak noktası vardı. Anestezi hakkında pek de bilgiye sahip değildik. Çevremizdekiler aracılığıyla yönlendirilmiştik. Bazımız ise ismini bile telaffuz edemiyordu. ”Anastezi” diyenimiz bile vardı. Ama büyüklerimizin tek bildiği vardı: “Narkoz”.


            Şimdi sizleri bir genç ile tanıştıracağım. 17 yaşında çok erken yaşta hastane ile tanışmış tertemiz bir genç. Henüz 2 aylıkken başlamış sağlık problemleri. Akabinde ardı arkası gelmeyen hastane geceleri. Sağlık personelleriyle arkadaş olmuş bu süreçte. Üroloji servisinin sevilen hastalarından olmuş. Henüz 11 yaşında iken ilk operasyonunu geçirmiş ve vücuduna ait olmayan nesnelere mecbur kalmış.İlk ameliyatından sonra doktoru ailesine daha fazla müdahale edilemeyeceğini ve umutlanmamalarını söylemiş. Fakat ailesi pes etmeyip, inatla ve yılmadan tedavi yollarını aramaya devam etmişler. Evde kendi vücuduna ait olmayan “nesne” ile yaşamını sürdürmeye devam etmiş. 3 yıl daha… Geçen bu 3 yılın sonunda aile tekrar bir test yaptırmak istemiş. Ve bu sonuç ailenin tekrar umutlanmasını sağlamış. Sonuçlar karşısında doktorlar şaşkına dönmüş ve ardı arkası gelmeyecek operasyonların hazırlıkları başlamış.Ailesi, doktorlarıyla görüştüklerinde ilk gönüllü olacaklarını söylemişler. Yapılan testlerde annenin 5/6 doku uyumluluğu tespit edilmiş. Tabi ki de "Anne" yavrusuna kendinden bir parçayı vermek için sabırsızlanıyormuş. Operasyonlar başarılı geçiyor, vücuduna ait olmayan nesne ile yaşamak istemeyen azimli gencimizin umutları artıyordu. Bu sürecin sonunda artık kendi vücudunda annesinden bir parça vardı.

            Evet! Artık bu azimli kardeşimiz ile tanışma vakti geldi. 2 aylıkken KBY (Kronik Böbrek Yetmezliği) teşhisi koyulan, 2008 yılında sol nefrektomi operasyonu geçirmiş. 17 yaşına kadar 17 tane operasyona girip, annesinden yapılan böbrek nakli (2011) sonrasında, yazımın başından beri bahsettiğim “nesne” yani idrar sondasından kurtulan ve çok erken hastane ile tanışmasından dolayı sağlık personeline özelliklede Anestezi Teknisyenlerine olan aşkını sizlere anlatacağım.

            Kendisi ile yaptığım sohbette şu sözleri beni çok etkiledi: “Doğuştan belli hastalık içinde olduğum için hekimlerle, teknisyenlerle hep bir arada oldum. Tanımadıkları ‘ben’ için gecelerini gündüze katıp yorulmak bıkmak bilmeden beni iyileştirmeye adamışlardı kendilerini. Bende düşünüp; “Neden onlardan biri olmayayım?”, “Neden beni iyileştirenler gibi bende hastalara yardım etmeyeyim?” diye dünlerce düşündüm. Ve içlerinden en kutsalı olan ‘Anestezi’yi seçtim. Bunu seçmemim diğer dallardan ayıran özelliği ise acıdan kıvranmakta olan hastayı, acı çekmeden konforlu bir süreç yaşatan o görünmez maskeli kahramanlardan biri olmak istedim.”
Bu azimli gencimiz şuan 17 yaşında, hastalık dolayısıyla gidemediği okuluna şuan açık liseden devam ediyor. Şuan lise 2. sınıfta. Tek bir hayali var; Anestezi Teknikeri olmak. Sohbetimizin ortalarında ‘Anestezi’ hakkında araştırarak öğrendiği bilgileri kendi ağzından dinlerken hayranlık içinde kaldım. Beni gerçekten çok etkilemişti. Onunla sohbet ederken aklımdan bu genç anestezi okumalı ve hayalini gerçekleşmeli diye düşünüyordum. Fakat örgün eğitim almadığı için eksikleri çok olduğunu söylüyordu. Tek düşüncesinin vakıf üniversitelerinin olduğunu da eklemişti sohbetimizde.


          Ona yardımcı olmak için “Bir şeyler yapabilir miyim” diye düşünüyordum. Aklıma onun hayatını anlatacak ve onun anestezi aşkı hakkında çevremdekileri bilgilendirecek bir yazı yazabileceğim geldi. Belki de ona bu şekilde yardımcı olabilirdim.Bu gence biz yardımcı olmalıyız. Hayalini gerçekleştirmesinde destek olmalıyız. Onun bu azmini karşılıksız bırakmamalıyız. Bu yazımı sonuna kadar okuyan arkadaşlarımdan da destek bekliyorum. Yazıyı paylaşarak azimli gencimizin hayat öyküsünü ve hayallerine destek olabiliriz.

Saygılarımla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder